Yazan: Fahri Sarrafoğlu

Geçtiğimiz günlerde iki büyük futbol takımının maçı vardı. Maça daha  saatler olmasına rağmen taraftarlar erkenden stada doğru yola çıkmıştı bile. Aynı saatlerde İstanbul Beyefendisi Rasim Amcamız da Taksim’den Levent’e gitmek üzere metro’ya bindi. Metroya bindi ama metro hem kalabalık hem de gürültülüydü. Gürültü derken, rahatsız edici bir gürültüydü. Hele İstanbul’un zariflerinden olan Rasim Amcamız için adeta bir işkenceye dönmüştü bu kısa yolculuk. Niye derseniz? Kendisiyle görüştüğüm Rasim Amca bakın nasıl anlatıyor o gün başından geçenleri:

“Muhterem efendim, bendeniz Taksim’den bindim Levent’te inecektim ama ne mümkün. Çok ünlü bir futbol takımının taraftarlarının hoş olmayan davranışları yüzünden Sanayi Mahallesinde anca inebildim, çünkü stada da yakın olduğu için taraftarlar orada indi ve metro boşalınca ben de orada indim. Bu arada efendim, bir futbol takımı taraftarı olmak, takımınıza tezahürat yapmak güzel bir şey ama bu başkalarını rahatsız etmeden olmalı. Hele umuma açık ulaşımın olduğu yerlerde, bunu  engellemek ve üstelik de  RAKİP TAKIMA AĞZA  ALINMAYACAK  KÜFÜRLER  ETMEK… HEM DE NE KÜFÜRLER EFENDİM BU KÜFÜRLERİ BİR GENÇE BİR FUTBOL TARAFTARINA YAKIŞTIRMAK MÜMKÜN DEĞİL.  Bizim zamanımızda bizler  zarif sözler söylerdik. Evet, bizim de tuttuğumuz takım vardı. Biz de tezahürat yapar, rakip takımı ve taraftarlarını kızdırırdık ama kesinlikle küfür etmezdik. Hele hele ağza alınmayacak çirkinlikte  yapılan küfürler İstanbul sahalarında görülmemiştir efendim.  O gün o kadar çok küfür ettiler  sanırsın ki ÇOK KÜFÜR EDERSEN MAÇI KAZANIRSIN… Hiç KUL HAKKI İLE BAŞARI ELDE EDİLİR Mİ? Yaptığınız küfür ile ne kadar çok kişinin hakkına giriyorsunuz. Belki de eğer o gün yenildiyse  tuttukları futbol takımı, taraftarların yaptıkları  küfür ve hakaretler  girmiş oldukları “ kul hakkı” yüzündendir… Zira bendeniz de çok rahatsız oldum…”

Evet, Rasim Amcamız ne kadar haklı. Takım tutmak güzel bir şey ama küfür etmek, hakaret etmek takıma fayda değil zarar verir. Zira “GAYRETULLAH”  denilen bir söz vardır.  Yani HAKKIN HATIRINI KIRMAK….HAKKIN HATIRINI GÖZETMEMEK.  O”nun sevmediği, hatta gazabını tahrik eden, cezasının hemen gelmesine sebep olan bir durum olduğu anlatılır.

 

KISACA:
Ey müminler, bir kısmınız, diğer  bir kısmınızı alaya almasın! Belki de alay edilenler, kendilerinden daha iyidir. Birbirinizi ayıplamayın, kötü lakaplarla çağırmayın! İmandan sonra fâsıklık ne kötüdür! [Allah’ın yasak ettiği şeylerden] tevbe etmeyenler ise, zalimlerdir.) [Hucurat 11]
Onların Allah’tan başka yalvardıkları tanrılarına hakaret etmeyin ki, onlar da cahillik ederek hadlerini aşıp Allah’a hakaret etmesinler! Böylece her ümmete, yaptıkları işi güzel gösterdik. Sonra dönüşleri yalnız O’na olacak ve O da yaptıklarını kendilerine bir bir bildirip karşılığını verecektir.” (En’am, 6/108)

Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:

(İnsanlarla alay edene, Cennetten bir kapı açılır, “haydi gir” denir. O da, telaşla gelir, fakat kapı hemen kapanır. Sonra başka bir kapı açılır. O yine üzgün olarak kapıya gider. Kapı yine kapanır. Bu durum, defalarca tekrar eder, artık, gel denildiği halde, gidemez.) [Ebu Davud]

Mümin dil uzatıcı değildir, lânet okuyucu değildir, kötü iş yapan değildir, kötü söz söyleyen değildir.” (Tirmizî, Kadir, 1978).

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*
*
Website