Yazan: Fahri Sarrafoğlu

Geçtiğimiz günlerde Levent’ de çok güzel, nezih künefe satan bir iş yerindeydim. Orada her ne kadar künefe yemesem de, sakin, güzel bir mekan olmasından dolayı bazı dostlarımla, öğrenci kardeşlerimle oturup sohbet etmek için giderim oraya. Öğrenci kardeşlerimle sohbet ederken, içeriye iyi giyimli bir beyefendi girdi ve daha selam –sabah demeden pat diye bir soru sordu.

-Af edersiniz, ben künefe yiyeceğim de, bu işletmenin helal sertifikası var mı?

Bu soruyla karşılaşan kasadaki firma yetkilisi şaşırarak ve biraz daha garip bir şekilde “Yok”  dedi. Aynı adam bu sefer başka bir soru sordu.

-Peki, aldığınız unların ve kullandığınız yağların helal sertifikası var mı?

İş yeri sahibi, biraz da gülerek; “Hayır” dedi, “Bizim iş yerinde helal sertifikası yok. Ama helal kazanç sertifikası var.” Adam, bu cevabı anlamadı biraz daha bozularak iş yerinden ayrıldı.

Benim o sırada bu olaya şahit olduğumu gören iş yeri sahibi yanıma gelerek hem bana hem de öğrenci arkadaşlarımıza şu güzel kısa konuşmayı yaptı:

“ Helal sertifikası soruyor, önce selam vermesi gerekir değil mi, vermiyor. Peki, neden içeriye öyle girdi.  Bunun gibi görevlendirilmiş olarak günde iki üç kişi geliyor aynı soruyu soruyor. Güya bize bak tüketici helal sertifikası soruyor diyerek bu sertifikayı almamızı sağlamak. Gayet güzel, bir şey demiyorum. Helal sertifikası olabilir fakat her şeyden önce kişinin HELAL KAZANÇ SERTİFİKASI olmalı. Yani önce

  • Devletine vergisini  tam ödemeli, şuradan şunu alayım, buradan bu gideri göstereyim dememeli
  • Çalıştırdığı işçisine hakkıyla maaş vermeli. Nereden ne kaçırırım diye düşük ücretli göstermemeli.
  • Müşteriye satılan tüm ürünlerde satış yaparken taze ve kaliteli olmasına dikkat edilmeli.
  • Müşteriyi kandırmamalı, üretimde temizliğe dikkat etmeli. İşte bütün bunlar bir iş yerinde yoksa “HELAL SERTİFİKASI” alsa ne olur ki? “

Kısaca:
-Ey insanlar! Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Sakın çok aldatıcı (şeytan), Allah hakkında sizi aldatmasın. (Fatır suresi 5.ayet)

Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.(Nisa suresi 36.ayet)

Size Rabbinizden açık bir delil geldi: Ölçüyü ve tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik vermeyin, düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın; eğer inanan (insan)lar iseniz, böylesi sizin için daha iyidir!” (Hud Suresi 84 ve 85)

Ey kavmim! Ölçerken ve tartarken adaleti yerine getirin. Halkın malına densizlik etmeyin ve yeryüzünde fesatçılık yaparak fenalık etmeyin.” (Hud 85.ayet )

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*
*
Website