BULUNDUĞU YER

Halk arasında “Abalı Baba” olarak anılan bu ermiş kişinin türbesi, Yenimahalle ilçe merkezine 14 km mesafede bulunan “Memlik” Köyü’ndedir. Hasan Veli Abalı Baba Horasan erenlerinden olup kesin olarak doğduğu ve öldüğü tarih tam olarak bilinmemekte olup ocağından olan türbe görevlilerinden babadan oğula anlatıla gelen seceresi şöyledir. Hasan Veli Abalı Baba takriben 1300-1400 yılları arasında yaşamış olup türbesi halen tekkesinin orada bulunmaktadır.

Memlik Köyüne Gelişi

Hasan Veli Abalı Baba her ne kadar Memlik köyünde yaşamış olsa da ilk olarak Memlik köyünün güneyinde kalan Yakacık köyünde yaşamış atını otlanması için her saldığında at her seferinde Memlik köyünde Dede gölü mevkiye gidermiş. Bu durum Abalı Baba’nın dikkatini çekmiş ve bunda bir hikmet var diyerek evini ve tekkesini buraya taşır.

Hayat Felsefesi

Abalı Baba tekke ve ev inşasına başlar kendisi aynı zamanda duvar ustasıdır. Bir gün inşaatta çalışırken uzaktan misafirlerin geldiğini görür herkes alet edevatına binsin der ve yürü ya mübarek diyerek misafirlerini karşılarlar tabi bu yüceltmek için bir rivayettir. Gelen misafirler ama Abalı Baba kadar kıymetli Hacı Bayram ve Hüseyin Gazi’dir. Onları bir güzel ağırlarlar diğer bir rivayette Hacı bayram gölgeliğin de yokmuş der akşam yemek için kaynayan kazanların altından 3 tane palamut ağacını alır diker ve pürlen ya mübarek der ve yeşillenir ve büyür. Bu buluşmada üç zatın da şöyle dua ettiği rivayet edilir. Hüseyin Gazi: Allah’ım benim ziyaretime gelip yolumdan canlılara zarar vermesin diye bir taş atan Cehennem yüzü görmesin. Hacı Bayram Veli: Allah’ım benim ziyaretime gelip bir tutam burçak yolan cehennem yüzü görmesin. Abalı Hasan Veli Baba: Allah’ım Arefe günü atını çatlatacakmış gibi koşuşturarak gelip bir tas çorbamı içen cehennem yüzü görmesin. Hasan Veli Abalı Baba tüm hayatını Allah yolunda ve öğrenciler yetiştirerek geçirmiştir.

Hacı Bayram ile Abalı Hasan Baba

Abalı Baba‘nın Hacı Bayram-ı Veli ile arkadaş olduğu rivayet edilir. Müellifi bilinmeyen “Hikayet” adlı yazma mecmuadaki rivayete göre Hacı Bayram-ı Veli hazretleri, Yoğunduvar Mahallesi imamı Muhsin Hace (Hoca) ve Abalı (Aba­cı) Dede ile birlikte Aksara’ya, Somuncu Baba hazretlerini ziyarete giderler. Hikayatta bu ziyaret şöyle anlatılır: Hacı Bayram’ın mürşit arayışını öğrenen Muhsin Hace (Hoca) ve Abacı Dede ile diğer beş arkadaşı Hacı Bayram’ın ardından yetişerek Aksaray’a gelirler. Somuncu Baba’nın dergahını bulurlar ve kapısının önüne otururlar. Daha sonra Somuncu Baba dergâhtan çıkar ve bunlara selam verip, gider. Bunlara hiç iltifat etmez. Üç gün kapıda beklerler. Selahaddin Beyim ki şeyhin dervişle­rinden tend meşreb idi. Bir gün Somuncu Baba dışarı çıkınca:
– “Hay sultanım! Şu müslümanlar sizin için geldi” der. Somuncu Baba cevap verir:
– “Balam! Bunların istediği bizde yok, neyleyeyim!” Bunlar şeyhin bu sözü­ ne kanmayıp yedi gün daha şeyhin kapısında beklerler. Birgün yine Somuncu Baba dışarı çıkınca bu kez Hacı Bayram gayret gösterip şeyhten ısrarla kabul­lerini ister. Bunun üzerine Şeyh Efendi:
– “Sizin talep ettiğiniz bizde yoktur.” Hacı Bayram da:
– “O zaman emanetten bari bizi kurtar, size teslim edelim” der. Meğer Hacı Bayram, Kazasker’e tezkireci olduğu zaman bir kişi birkaç akçe vermiş kabul etmemiş. O kişi de “Sen akçeyi kabul etmezsen ben de tezkireyi almam!” de­miş. Hacı Bayram da çaresiz kalmış ve o akçeleri almış, bir yerde saklarmış. Sakladığı o akçeleri Şeyh Efendiye takdim etmiş. Şeyh Efendi de:
– “Emanete layık adem imişsin!” der ve yedi arkadaşıyla birlikte halvete ko­yar.” Bu rivayete göre Abacı Dede de Somuncu Baba’ya mürit olmuştur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*
*
Website