(Gaybi bilgileri elde etmek tasavvufun amacı değildir”

Hazırlayan: Fahri Sarrafoğlu
 İbn Haldun tasavvufu ikiye ayırmıştır. Diğer bir deyişle, mutasavvıflar tarafından tutulan yol, ona göre ikidir (İbn Haldun, 1998: 28–29): Birinci yol, sünnete uygun olan yoldur. Kur’ân ve hadise tabi olan sahabe ve tabiûn bu yoldan gitmiştir. İlk sufilerin yolu da bu yoldur. İbn Haldun, bu kısa girizgâhta bile doğru olan ve arkasından gidilmesi gereken yolun bu yol olduğunu ifade etmiştir. Bunu da bu yolun Kur’ân ve sünnete uygun olduğunu, sahabelerin ve onların ardıllarının bu yoldan gittiğini belirterek desteklemeye çalışmıştır. Hal böyle olunca, İbn Haldun’un geriye kalan ikinci yol için iyi bir şeyler söylemesi beklenmemelidir.

İkinci yol ise bid’atla karışan ve kirlenen yoldur. Ona göre sonraki mutasavvıfların bazıları bu yolu tutmuştur. Bunlar birinci yolu, duyu perdesinin kaldırılması ve gaybı görmeyi engelleyen perdelerin açılması için bir aracı olarak kullanmışlardır. Bunlara göre gaybi bilgiye sahip olabilmek, birinci yolun asıl gayesi ve neticesidir. İbn Haldun, daha önce bahsi geçen İbn Arabî, İbn Seb’in, İbn Berrecan gibi mutasavvıfları bu grupta kabul etmiştir. İbn Haldun’a göre bunlar açık bir küfür ve çirkin bir bid’at içerisindedirler. Bu mutasavvıflar kendi görüşlerini teyit etmek için, dini nasları (delil, ayet) en olmayacak şekilde ve çirkin bir biçimde yorumlamaktan (tevil) çekinmemişlerdir. Onlar bu tevilleriyle birçok insanın kafasını karıştırmışlar ve İslam’a zarar vermişlerdir.

İbn Haldun’a göre bu yolu tutanlar amaç ile aracı karıştırmışlardır. Ona göre tasavvuf yoluyla belli mertebeleri aşan insanlar, duyuların ötesindeki ve normal insanların edinemeyeceği bazı bilgileri edinebilirler. Bu tasavvufun bir sonucu olarak Allah’ın onlara bir ikramıdır. Ama gaybi bilgiyi elde etmek tasavvufun amacı değildir. Diğer bir deyişle tasavvuf ile Allah’a yaklaşmak amaçlanmalı ve bunun için çaba sarf edilmelidir. Allah böyle bir çabanın sonucunda diğer insanlara vermediği bazı bilme yeteneklerini kendi lütfunun bir sonucu olarak bu çaba içinde olan mutasavvıflara verebilir. Bunda yadırganacak bir şey yoktur.

”Adaletsizlik medeniyeti mahveder.”
”Mağluplar, galipleri taklit ederler.”
”Öğretmenler, bilim sahibi olma yolunda öğrencilerine kitaplarını ezberletirler. Ancak bilimsel tartışmalarla ve münazaralarla, konuları ve sorunları zihinde yerleştirme suretiyle kestirilebileceğini unuturlar.”
”İnsanı açlık öldürmez, alıştığı tokluk öldürür.”
”İlme yasak koyanlar veya insanları yalanla meşgul edenler, aklın ve insanlığın en büyük düşmanlarıdır.”

”Peygamberler bile, başkalarını yenmek için, kendileri gibi düşünen yol arkadaşları bulmak zorundadır.”

 

Kaynak: http://acikerisim.sinop.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11486/952/Doktora.pdf?sequence=1

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*
*
Website