Yazan: Fahri Sarrafoğlu 

Küçük tavşan o sabah erkenden ormanda gezintiye çıkmış sağa sola bakınarak gidiyordu.  Yüzü asıktı. Niye asık olmasın ki? Epeyce yürümesine rağmen kimse ona “Doğum günün kutlu olsun küçük tavşan” dememişti. İşte bizim beyaz küçük tavşan bunun üzüntüsünü yaşıyor ve bu üzüntüsü giderek artıyordu.  Bir ağacın altına oturdu ve somurtmaya başladı. Oradan geçen minik bir serçenin dikkatini çekti.

tavsan-dogumgunu

-Merhaba tavşan kardeş, neden suratın, asık bir şey mi  oldu?

Tavşan yine morali bozuk ve somurtarak cevap verdi:

-Evet, bugün benim doğum günüm ve hiç kimse bana, “doğum günün kutlu” olsun demedi.

Minik serçe, şaşırarak baktı ve , -Ama küçük tavşan , herkes nereden bilsin senin bugün doğum günün olduğunu ki, diye konuştu.

Küçük tavşan, ağlamaklı bir ses tonuyla konuşmaya başladı: “-Neden bilmesinler ki ben  onların doğum günlerini biliyorum, hatta defterim var yazıyorum ve herkesin doğum gününü kutluyorum,”

Serçe ile tavşanın konuşmalarını şaşkın şakın kenarda görünmeden dinleyen beyaz güvercin de sohbete katıldı ve o da söze girdi:

-Özür dilerim, küçük tavşan ve minik serçe, konuşmalarınızı istemeyerek dinledim . Ama küçük tavşan bence sen doğum gününü biraz abartmışsın sanırım.

-Neden?  Ama ben herkesinkini kutluyorum ve biliyorum dedi, küçük tavşan.

Ve beyaz güvercin bilgece konuşmaya başladı

“Bak küçük tavşan, bence somurtmamalısın. Doğum günümü kimse kutlamıyor diye üzülme. Hem, arkadaşlarından, dostlarından böyle bir beklenti içinde olman doğru değil. Sen yaptığın iyiliği karşılıksız yapmalısın. Ben başkalarının doğum gününü kutladım, onlarda benimkini kutlasın diyorsan bu bir alışveriş gibidir. Bu gerçek dostluk değildir. O zaman karşılık ve beklenti için yapmış olursun. Hem esas önemli olan bir günlük doğum günü değil

“İnsanın mutlu olduğu her gün onun doğum günüdür. Sen senede bir gün mutlu olmak yerine her gün mutlu olmayı dene ve mutlu olduğun günlerin sayısını artır. Bunun için de ilk olarak yaptığın iyiliği karşılıksız yapmayı dene. 

 Kısaca:  İnsanın aslında mutlu olabileceği o kadar çok şey var ki inanın. Yeter ki çevremize bakalım yeter. Görebiliyoruz, duyabiliyoruz, dokunabiliyoruz. İşte bütün bunlar Evrenin yaratıcısı Allah’ ın bize ikramı. Sadece bu ikramları bile düşünmek bize ayrı bir mutluluk veriyor. O zaman, biraz düşünmeye ne dersiniz?

Yaptığın iyiliği çok görerek, başa kakma!  (Müddessir 6)
Mallarını Allah yolunda harcayıp, daha sonra verdiklerini başa kakmayanların, kalb kırmayanların, Rableri yanında mükâfatları vardır. Onlar için hiçbir korku ve üzüntü yoktur. (Bakara 262)
Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah, her bakımdan sınırsız zengindir, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir. (Bakara 263)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*
*
Website