Ahi Evran ve günümüze dönük mesajları

Hazırlayan: Fahri Sarrafoğlu

Yıllardır ülkemizde ve hatta Balkan ülkelerinde Ahilik Haftası kutlanır, ahilik üzerine konuşmalar yapılır, ahilik ile ilgili sergiler düzenlenir. Bunların hepsi gayet güzel etkinlikler, güzel çalışmalar ve takdirle karşılıyoruz. Peki, ahilik bir döneme damga vurmuş iken, bir dönemde toplumun eğitilmesinde tıpkı tekkeler gibi, tıpkı köy enstitüleri gibi, tıpkı halk evleri gibi başarılı çalışmalar yapmış iken neden bugün bu ruhu bu heyecanı göremiyoruz. Ahilik bireyin ÖNCE İNSAN olmasına katkı sağlamış muazzam bir kurum iken neden bugün AHİLİK RUHUNU toplumumuzda göremiyoruz ya da bu ruhun farkında değiliz?

 

Ahi Evran, sadece bir tasavvuf erbabı değil, sadece bir derviş değil, sadece bir iş adamı değil aynı zamanda diğerleri gibi O’da “Hakikat Yolcularından” birisidir.

AHİ EVRAN KİMDİR?
Ahilik teşkilatının kurucusu Ahi Evran, Azerbaycan’ın Hoy kasabasında doğmuştur (1171). Hoy, Türkiye’nin doğu sınırından 60 km uzaklıkta ve “Sultan Tuğrul” zamanından beri Türkler’in meskûn olduğu bir bölgedir. Ahi Evran’ın asıl adı “Nasırüddin Mahmud el Hoyi” olarak kayıtlara geçmiştir. Ahi Evran ilk eğitimini Azerbeycan’da doğum yeri olan Hoy kasabasında aldıktan sonra, Maveraünnehir bölgesinde Horosan’a giderek orada ünlü âlimlerden “Fahreddin Râzi” (1149-1209) ve hükemadan, Felsefe ve Kur’an-ı Kerim tefsirlerini öğrenmiştir.

ÖNCE ÖZGÜR BİR BİREY SONRA İNSAN OLMAK
Ahi Evran’ın felsefesinde esas olan şuydu: “ İslamiyet çalışmayı ön plana tutmuştur. Önce çalışma olacak. Herkesin bir mesleği olacak, herkes bulunduğu toplumda üretime katkıda bulanacak. Bunu yaparken de ahlak kurallarını ön plana alacak. Eğer kişi ahlakın ne olduğunu bilir, kişi hak ve hürriyetlerine saygılı olursa o önce birey olmuş sonra da insan olmuş demektir. İşte böyle bir toplum da hiçbir zaman geri kalmaz, esir edilemez ve maneviyatın da desteği ile hep ilerler. “  Ahi Evran,  ”Muhakkak insana çalıştığından başka bir şey yoktur.”( 53/39 Necm) ayetini sık sık dile getirerek,  dünya ve ahireti kazanmanın gayret, fedakârlık ve çalışma ile elde edilebileceğine insanın dikkatini çekmek istemiştir.

İNSANA HİZMET EDEN İNSANDIR
Ahilik teşkilatının asıl amacı ilim ve bilgiyi insanlığın hizmetine sunmaktı. Ahi Evran tüm hayatı boyunca insana hizmeti ön plana sunmuştur. O, Selçuklu Sultanlarının yanında bulunmuş, kitaplar yazmış onlara Ahiliği ve insana hizmeti anlatmıştır. Zaman zaman o sultanlardan zulüm görse, sürgüne, hapse gönderilse bile o hep ışığını yaymaya devam etmiştir. Ahi Evran, “bir lokma, bir hırka “ prensibini kesinlikle kabul etmemiş toplumun hep içinde olmuştur. Moğol istilasına karşı ahilerle birlikte mücadele etmiş, halkı da bu yönde örgütleyerek hürriyetin olmazsa olmaz olduğunu, teslimiyetçi bir yapının İNSAN OLMA fıtratına uygun olmadığını kendi yazdığı eserlerinde de dile getirmiştir.

HEM DÜNYA HEM AHİRET İÇİN ÇALIŞMA
Ahiliğin temel felsefesi; “Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma”(Kasas Suresi 77) ayetini ön planda tutarak, dünya ve ahiret dengesini mensuplarına ve sevenlerine tavsiye etmiştir. Ahi Evran, insanlara hem dünya için, hem de ahiret için çalışmaları gerektiğini öğütlemektedir. Ahi Evran, mesleğiyle örnek olduğu gibi yaşantısıyla da örnektir. Çünkü O, dürüst, çalışkan, cömert insanlardan oluşan bir toplum özlemiyle Ahi zaviyelerini kurup yaygınlaştırmaya çalışırken derviş yumuşaklığında bir “ipek”; Anadolu’nun işgal edilmesine seyirci kalmayıp çevresindeki Ahilerden oluşturduğu güçlerle Moğol istilasına karşı bayrak açarken bir belgede söylendiği gibi Tatar muhalifi, savaşkan bir çelik” idi.(K.Tatlioğlu)

ÖRNEK BİR İNSAN MODELİ ORTAYA KOYMUŞTUR
Ahi Evran, Kuran-ı Kerim’de O, sizin için güzel bir örnek, üsve-i hasane dediği ayetten yola çıkarak Hazreti Peygamber (s.a.v) örnek ahlakını esas edinmiş, ilk önce EMİNLİK ve DOĞRULUK prensibini ortaya koymuştur. Kuran-ı Kerim’de geçen “Andolsun ki; sizin için Rasulullah’ta güzel bir örnek vardır.” (Ahzap 21) ayetinden feyz alarak Hz Peygamber’in ahlakını toplum içinde yaşanmasının gerekliğine işaret etmiştir.  Ahi Evran’ın sohbetlerinde dile getirdiği, “ eğer kişide doğruluk yoksa bereket de yoktur. Bereket yoksa o toplum yerinde sayar ve giderek bozulmaya başlar. “ Bir toplumda esas olan dayanışmadır. Ruh ve gönül birliğidir. Günümüz dünyasında görmeyi unuttuğumuz bu insani özellik Ahi Evran’ın hep gündeminde olmuştur. Dayanışma ve paylaşma. Günümüz de birçok “izm”ler adı altında bunu sağlamaya çalışan birçok ideoloji maalesef bunu başaramamış ama yıllar önce Ahi Evran bunu Kuran ve Peygamber ahlakı ile başarmış ve Osmanlı’nın uzun yıllar yaşamasına sebep olacak temel taşlarını oluşturmuştur.

HALK EĞİTİMİ ÇOK ÖNEMLİ
Ahi Evran: “Allah insanı, medenî tabiatlı yaratmıştır. Bunun açıklaması şudur: Allah insanları yemek, içmek, giyinmek, evlenmek, mesken edinmek gibi çok şeylere muhtaç olarak yaratmıştır. Hiç kimse kendi başına bu ihtiyaçları karşılayamaz. Bu yüzden demircilik, marangozluk, dericilik gibi çeşitli meslekleri yürütmek için çok insan gerekli olduğu gibi, bu meslek dallarının gerektirdiği âlet ve edevatı imal etmek için de birçok insan gücüne ihtiyaç vardır. Bu yüzden toplumun ihtiyaç duyduğu ürünlerin üretimi için lüzumlu olan bütün sanat kollarının yaşatılması şarttır. Bununla da kalmayıp, insanların sonradan doğacak ihtiyaçlarını karşılamak için yeni sanat dallarının meydana getirilmesi gerekmektedir,” diyerek devletin, halkın eğitimine destek vermesini istemektedir.

Ahi Evran, Letaif-i Gıyasiye, Letaif-i Hikmet’ten başka Vaziyet, Ruh’un Bekâsı, Tıp ve İbni Sina’dan tercüme kitabı dâhil olmak üzere, yirmiye yakın eser bırakmıştır.

KAYNAKLAR

Ahi Evran (1171-1261)


http://www.bilimveteknik.com/node/58

Ahilik ve Türk Sosyo-Kültürel Hayatına Katkıları – Anzavur Demirpolat, Gürsoy Akça

Ahilerde Ahlak Anlayışı


http://www.bilgelerzirvesi.org/bildiri/pdf/yrddocdr-kasim-tatlilioglu.pdf

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*
*
Website