Yazan: Fahri Sarrafoğlu

Bu satırların yazarı bendeniz Fatih’te bir apartmanda oturuyorum. Apartmanımız da 12 daire var. Geçenlerde yöneticimiz Mehmet Beyle apartman girişinde ayaküstü sohbet ederken bir şey dikkatimi çekti ve sordum: “ Yahu, Mehmet Bey,  biz bu apartmana oturalı yaklaşık 18 yıl oldu. Bu kadar yıl içerisinde binada sürekli oturan topu topu üç kişi kaldık. Şu ana kadar 25 aile oturdu ve sonra taşındı gitti. Her taşınmadan sonra da apartmanda mutlaka bir tadilat oldu. Gelen aile bir ya da en fazla iki yıl oturmasına rağmen,  mutlaka dairede bir tadilat yapıyor. Bu tadilat ise sadece boya-badana ile kalmıyor. Mutfağı değiştiriyor. Balkonu kapatıyor. Çocuk odasını mutfağa katıyor vb. Hemen hemen  her yıl apartmanda bir tadilat var. Şu ana kadar bu tadilat masrafları eğer toplansaydı apartman yeniden yapılırdı. Ne dersiniz? “

Mehmet Bey, güngörmüş, geçirmiş tasavvufi bilgisi olan bir komşumuzdu. Mesleği sahaftı. Beyazıt’da sahaf dükkânı vardı. Kitapları seven, çok okuyan biriydi.  Aynı zamanda kendisi çok eskiden beri  Cerrahi Tekkesine müntesip ve oranın terbiyesi ile yetişmiş ehli tasavvuf bir ağabeyimizdi de.  Başında beyaz takkesini düzeltti ve gözlerini gözlerime dikerek: “Fahri Bey’çiğim bu böyle ayaküstü olmaz. Buyurun bizim fakirhaneye size kendi ellerimle menengiç kahvesi yapayım da orada konuşalım,” dedi.

Önemli bir konu hakkında konuşacaktı besbelli. Ben genel geçer birkaç söz söyler diye beklerken Mehmet Bey, beni evine davet etmişti. Çok da memnun oldum. Kahvelerimiz geldi ve Mehmet Bey başladı anlatmaya: “ İnsanlar evlerini tadilat yaparlar. Neden? Gönüllerine göre oturmak için…  Boyasını beğenmez, iç dekorasyonunu beğenmez, ilaveler yapar. Dediğiniz gibi,  haklısınız. Daireyi yeniden yapsa daha iyi ama her insanın gönlü farklı farklıdır. Kendi zevkine göre yapılmasını ister. Bunun için de emek harcar, zaman harcar, para harcar… Fakat bizim burada esas dikkat etmemiz gerekense şudur: Daire için harcadığımız emek, para ve zaman kadar, acaba kendi kişisel gelişimimiz için de tadilat yapıyor muyuz? Nasıl ki bir dairenin tadilatı ne kadar zorsa, hatta diyorsak ki yahu ne uğraşıyoruz, yıkıp yeniden yapalım. Ama insan öyle değildir. İnsanı yeniden yapamayız fakat şahsiyetine tadilat yapabiliriz. Onu eğitebiliriz. İşte sizin sorduğunuz soru benim için çok önemliydi de onun için ayaküstü cevap vermek istemedim.
Rabbim bizi ahsen-i takvim üzere yaratmış. Yani en güzel şekilde yaratmış. Allah Kuran-ı kerim de diyor ki: “Ona biçim verip içine kendi ruhumdan üfledim.(Hicr 29)  Rabbimiz bize yaratılmışların en güzeli olarak yaratmış ve kendi ruhundan üflemiş. Bizim bunun şükrü içerisinde öncelikle olmamız gerekiyor. Zaman zaman insanlar hata yapar, kusurları olur. Ama fark ederek hemen kendini tadilat eder. Düzeltir, tekrar Allah’ın istediği gibi bir hayat sürmeye başlar. Bunun içinde önce tövbe eder. İşte bu tövbe onun tadilatıdır. Rabbimiz yine derki : “De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”(Zümer 53)

Sevgili kardeşim, evlerimizin tadilatına uğraştığımız kadar kendimizin de tadilatına zaman ayırmalıyız. Ruhumuzu, nefsimizin esaretinden kurtarmalıyız. Bunun içinde önce Allah’ın yasalarına uymaya söz verip, niyet etmeliyiz. Sonra da samimi bir TÖVBE yaparak kendi iç tadilatımıza başlamalıyız. Tövbe tadilatın ilk basamağıdır. ”

Kısaca:
Nisa Suresi: 4.ayet: “ Allah, sizlere bilmediklerinizi bildirmek, sizden öncekilerin yollarını size göstermek ve tövbenizi kabul etmek istiyor. Allah, her şeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
Nisa Suresi: 27.ayet: “Allah sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Hâlbuki şehvetlerine uyanlar ise, sizin doğru yoldan büyük bir meyl ile sapmanızı istiyorlar.”

Nisa Suresi: 147.ayet: “Ancak tövbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah’a sarılanlar ve Allah için dinlerine samimi olarak bağlananlar müstesna. İşte bunlar müminlerle beraberdirler. Allah, müminlere büyük bir mükâfat verecektir.”

Maide Suresi: 39.ayet: “ Kim yaptığı haksızlıktan sonra tövbe eder, halini düzeltirse, şüphesiz Allah, onun tövbesini kabul eder. Çünkü Allah bağışlayan, merhamet edendir.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*
*
Website