Yazan: Fahri Sarrafoğlu

Hikmet Bey, maliyeden emekli olduktan sonra, diğer emekliler gibi bahçe işleri ile uğraşmayı, sebze yetiştirmeyi hayal ederken kendisini Mısır Çarşısının önünde buldu. Eşi aklına girmişti, hiç İstanbul’da apartmanda evde, sebze yetiştirilir miydi? Bunun tozu, toprağı var diyerek, Hikmet Bey’i sandık sandık toprak almaktan vazgeçirmişti. Vazgeçirmişti ama Hikmet Bey, meşgul olacak bir şey arıyordu yine. Aklına akvaryum almak geldi.  Onun için gelmişti Mısır Çarşısına. Çarşıda güngörmüş geçirmiş olan Arif Bey’in dükkanına girdi. Arif Bey, yıllardır burada süs balıkları akvaryum ve akvaryum malzemelerinin satışını yapıyordu. Kısa bir tanışmadan sonra nasıl bir balık istediğini sordu Arif Bey, Hikmet Bey’e. Hikmet Bey ise balıktan anlamadığını belirterek televizyonda belgesel izlerken aklına gelen birkaç balık ismini söyledi. Televizyonda izlerken ne kadar da güzel görünüyorlardı, onlardan almak istiyordu.


Arif Bey, hafifçe tebessüm etti: “Beyefendi dedi, o balıklar okyanus balığıdır, onlar akvaryumda yaşamaz ki. ” Hikmet Bey, anlamamıştı. “Nasıl yani? İstanbul’da nasılsa deniz var. Deniz suyu koysak akvaryuma da mı yaşamazlar?  ” Arif Bey, dedik ya görmüş geçirmiş bir adamdı, ona bir çay ısmarladı ve orada kısa bir sohbet yapmaları için içeriye yazıhanesine davet etti. Ve şu güzel konuşma geçti aralarında:
“Hikmet Bey, her canlının yaşadığı ortam farklıdır. Mesela sizi 300-400 metrelik bir salonun içerisine koysak burada yaşayacaksınız desek, yaşayabilir misiniz? Yer ne kadar büyük olursa olsun bir kere yaşam tarzı, fıtratınız  buna müsaade etmez. Siz hareketli bir insansınız sizi getiriyoruz, bir masa veriyoruz ve burada akşama kadar oturacaksın ama sana yüklü de maaş vereceğiz deseniz, yine olmaz. Çünkü fıtratınız hareketli, fıtratınız üretime dönük. İşte buradan yola çıkarsak Allah C.C bizi dünya denilen büyük bir akvaryuma göndermiş burada gezin –görün dolaşın ve Allah C.C unutmayın ama sizin geldiğiniz yer sonsuzluk yeridir. Sizin yeriniz cennet, sizi Allah yarattı dolayısıyla yine Allah’a döneceksiniz, o sonsuzluğa ulaşacaksınız diyor. Ama bizler ne yapıyoruz, yaşadığımız akvaryumu seviyoruz. Burada kalmak istiyoruz. Dünyayı seviyoruz. Ama tıpkı okyanus balığı gibi insan dünya için değil yani akvaryumda yaşamak için değil sonsuzluk için yaratılmıştır. İnsan tekâmül için dünyaya gönderilmiştir.”

Hikmet Bey, harika bir ders almıştı. Evet, okyanus balığı nasıl küçük bir akvaryumda yaşamazsa insanda dünyada uzun süreli yaşamak için gelmemişti. İnsanlar, dünya  ne kadar büyük olursa olsun, bu dünya için değil, ahiret yurdu yani cennet için yaratılmıştı o zaman oraya dönük çalışmalıydı.

Kısaca: İnsan ne için yaratıldı? 
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Bütün varlıkların hülasası, özü olan insan, eğlence için, oyun için, yiyip içmek, gezmek, yatmak keyf sürmek için yaratılmadı. Kulluk vazifelerini yapmak için, Rabbine itaat, tevazu, kuvvetsizliğini, ihtiyacını göstermek, Ona sığınmak ve yalvarmak için yaratıldı.
“Ben cinleri ve insanları ancak beni tanısınlar ve bana kulluk yapsınlar diye yarattım.” (Zariyat/56).
Müminin Suresi 115’de ise :“Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*
*
Website