Hazırlayan: Fahri Sarrafoğlu

Sevgili dostlar, geçen gün bir  dostumla konuşurken söz döndü dolaştı geldi Titanik Gemisine takıldı. Bu geminin batışı için herkes farklı bir yorum yapar. Kimisi,  gemi Allah’a karşı bir meydan okumaydı o yüzden battı der. Kimisi der ki kaptan gemiye hâkim olamadı, işine bakmadı ondan battı. Kimisi der ki  buz dağı vardı gemi ne yapsın buz dağı koca gemiyi jilet gibi kesti ve gemi battı. Bakın bu arkadaşım  “Titanik “ gemisinin batmasına nasıl farklı bir yorum getiriyor:

“Her geminin bir kaptanı olur bu kaptan da gemisini iyi tanır, bilir, onun hedefi gemiyi sağ salim gidilmesi gereken limana ulaştırmaktır. Şüphesiz Titanik’in kaptanı da profesyonel, işini bilen birisiydi. O  da gemisini en iyi şekilde limana ulaştırmak istiyordu. Bunu  yolcularına zarar vermeden, onların gemide rahat etmelerini sağlayarak  yapmak istiyordu. Ama bana göre Titanik gemisinin kaptanı, rotayı  ulaşması gereken limana göre,  ya da kendi bildiği profesyonel bilgi ve tecrübelerini sergilemek için değil, sırf yolcular incinmesin, yolcuların lüks ihtiyaçlarına daha çok cevap verilsin diye gemiyi onların istediği doğrultuda idare etti de ondan battı.”

Şimdi ben hemen araya girip soruyorum; “İyi de tecrübeli kaptan neden yolcusunu dinlesin ki?”

Cevap hemen hazır:  “Evet, siz de çok tecrübeli kaptan olabilirsiniz ama yolcularımı memnun edeceğim, onlar daha çok memnun olsun diye “rota”dan çıkarsanız, sonuçta hem gemi batar, hem kaptan hem de yolcular boğulur. “

Kısaca: Sevgili okuyucularım, bu bir hikâye bu bir yorum, ama içinde de gerçek payı var mı? Vardır elbette. Her gemi kaptanı, her idareci mutlaka Allah’ın çizmiş olduğu rotaya göre hareket etmeli, o rotaya göre sorumluluğu altında bulunduğu kişi ya da kişileri sağ-selamet menzile ulaştırmalıdır. Bunu yaparken aman herkes memnun olsun diye uğraşırsa, profesyonelliği bırakırsa sonuçta herkes yine zarar görecektir.

Bakara: 293 “….Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır. Sakın bunları aşmayın. Allah’ın koyduğu sınırları kim aşarsa, onlar zalimlerin ta kendileridir.”
Tevbe 112: “….Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele”
Nisa 14.ayet: “Kim de Allah’a ve Peygamberine isyan eder ve O’nun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu ebedî kalacağı cehennem ateşine sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.”
Talak: 1.ayet: “….Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.”