Yazan: Fahri Sarrafoğlu

Kişiler arası iletişimde, biriyle ilgilenmede , onunla gerçekten ilgilendiğinizi ve bunda da samimi olduğunuzu göstermeniz lazım. İşte bu ilginin samimi olup olmaması sizin dostluğunuzun da devamını sağlar. Yıllar önce,  yıl 1994 ve Türkiye’ye büyük emeği geçmiş bugünde hayırla yad edilen Merhum Sakıp Sabancı ile ilgili anımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
İSO(İstanbul Sanayi Odası) Meclis toplantısı vardı. Merhum Sabancı o dönemde Meclis Üyesiydi ve dönem Tansu Çiller’in Başbakanlığı dönemi. Mecliste hararetli konuşmalar yapılıyordu. Ülkede ekonomik kriz kapıdaydı. Piyasada dolar hızla yükseliyordu. Sanayici ve işadamları ne yapacağını şaşırmış durumdaydı. İşte böyle bir Türkiye ortamı içinde İSO meclisi toplantısı başladı.  Ramazan ayı olduğu için Meclis Toplantısından sonra iftar da yapılacaktı. Meclis toplantısı bitti. Tüm gazeteci meslektaşlarım Sakıp Bey’in etrafını sardılar. Herkes bir soru sorma peşindeydi. Cevap alıp çalıştığı gazeteye yetiştirmek istiyordu.  Ben de o yıllarda İHA’da (İhlas Haber Ajansı) çalışıyordum. Benim özel haber yapmam lazımdı. Zira zaten verilen cevaplar diğer gazetelerde çıkacaktı. İşte bundan dolayı geride durdum, yanına gitmedim, soru sormadım.
Gazeteci meslektaşlarım sorularını bitirdiler ve iftar saati de yakın olduğu için herkes masaya oturdu. Merhum Sakıp Bey ise masaya oturmadı, dışarıda cam kenarına doğru gitti. Yanında kimse yoktu. Derin düşüncelere dalmıştı. Bende yanına gittim ve omzuna dokundum. Beni görünce birden yorgun bir sesle ve hafif de olsa sitem ederek: “Söylenecekleri söyledim, artık bana soru sormayın,” dedi.dostluk bu
Bende,

“Efendim, yok ben sadece “Oğlunuz Metini soracağım, nasıl sıhhati? O’nu merak ettim” dedim. Metin ismini duyunca , yüzünü bir tebessüm bürüdü ve gözlerini sevinçle açarak: “Sen Metin’i nereden biliyorsun? ” dedi, ve kendisi ile sevgili oğlu Metin ile ilgili sohbete başladık. Bu arada iki defa İSO Başkanı yanımıza gelip ezanın okunduğunu söylese de biz o kadar daldık ki konuşmaya farkına bile varmadık, iftar saatinin geçtiğini… Daha sonra  elimden tuttu, masaya gittik,  yan yana oturduk. Bu olaydan sonra kendisi ile dostluğumuz vefat tarihine kadar sürdü. Tam 10 yıl çok sık görüştük. Benim bizzat görev aldığım sosyal sorumluluk projelerinin hemen hemen tüm etkiniliklerine davet ettim ve birini de olsun kaçırmadı.  Kendisini rahmetle anıyorum

KISACA: Dostluk bu….İlgilendiğini samimi bir şekilde göstermek… Ama bir şey daha var…DOSTLUĞU İSTİSMAR ETMEMEK !!!

“Ve kalplerinin arasını sevgi ile birleştirdi. Yoksa yeryüzünde ne varsa hepsini harcasaydın, yine onların kalplerini birleştiremezdin. Fakat Allah, onların arasını sevgi ile birleştirdi…” (el-Enfal, 8/63).
İnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır. Meryem Suresi), 96. Ayet
Ola ki Allah sizinle, içlerinden düşman olduğunuz kimseler arasına bir sevgi (ve yakınlık) koyar. Allah hakkıyla gücü yetendir. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir. (Mümtehine Suresi), 7. Ayet
Kim Allah’ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah’ın taraftarlarıdır. (Maide Suresi 56)

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*
*
Website