Yazan: Fahri Sarrafoğlu

Genç kadın elinde çantasıyla tren garına geldi. Gözleri bineceği treni arıyordu. Oradaki görevlilere sorarak, trenin hangi peronda olduğunu öğrendi. Daha sonra  bineceği trene doğru yöneldi. Biraz heyecanlıydı çünkü  yeni bir göreve tayin edilmiş, yeni bir yer, yeni bir ortam, yeni yüzlerle tanışacağı için tatlı bir heyecan içindeydi. Yüzü de gülüyordu. Özenle trenin kompartımanına eşyalarını yerleştirdi. Trenin hareket etmesini beklemeye başladı. O sırada kompartımana yaşlı bir hanım da bindi. Kendinden emin, gayet düzgün ve şık giyimli idi. Kendisini ilk gören ister istemez ayağa kalkarak bir saygı göstermek istiyordu. O kadar vakur bir duruşu ve o kadar yüzünde samimi gülümsemesi vardı ki insan bakar bakmaz bir güven hissediyordu.  Selamlaştılar ve O hanımefendi de eşyalarını kibar ve nazikçe üst dolaplara yerleştirdi.

Genç kadın, yaşlı hanımın gelmesine hem sevinmiş hem de şaşırmıştı ama fazla da düşünmek istemiyordu. Çünkü onun şu an tek düşüncesi gideceği yerdeki görevi, çalışmaları, neler yapacak, hangi çalışmaları ilk önce yapacak, onları planlıyordu. Plan üstüne plan, düşünce üstüne düşünce. Heyecanlı ve yapacağı işlerin hayali içindeydi .  Ama aradan bir müddet zaman geçince bir şeyin farkına vardı . Heyecanla ve birazda şaşırarak etrafına bakındı . Nasıl olur trenin tam bir saat önce kalkması gerekiyordu. Aaa! Tren hala istasyonda duruyordu. Düşünce ve heyecandan trenin kalkmadığını fark edememişti bile! Aman Allah’ım tren hala istasyonda bekliyordu.
13920769_605067706352255_1041764374921923315_nKompartımandaki yaşlı kadına baktı, gayet rahat oturmuş sukunet içinde bekliyordu. Kalktı diğer vagonlara da baktı. Herkes sukünet içinde bekliyordu. “Nasıl olur? ” dedi? ” Tren neden kalkmadı? Tren neden hala istasyonda bekliyor?” Telaşla yaşlı hanımın yanına giderek  hızlı hızlı sordu. Biraz da endişeli bir şekilde:

-Tren neden kalkmadı, tam bir saattir İstasyonda bekliyoruz?

-Senin yüzünden kızım.
-Benim yüzümden mi? Nasıl olur, tren benim yüzümden mi istasyonda bekliyor?

“Evet, “dedi yaşlı hanım ve devam etti : “Çünkü sen o kadar kendini kaptırdın ki gideceğin yere. Burada yapman gerekenleri yapmadın. Gönlünü kırdıklarının gönlünü almadın. Sana emek verenlere vefanı göstermedin. En azından minnet borcunun olduğunu, sana emek verenlerin de hatırı olduğunu unuttun…Kısaca kızım “Hakkın hatırı her zaman üstündür.” Hatır kırarak bir yere varılmaz. Senin yüzünden bak biz de bekliyoruz. Şükür anladın, şimdi artık olumsuz düşüncelerinden, olumsuz niyetlerinden, kibir ve alınganlıklarından kurtulacaksın.  Şımarık ve kendini beğenmişlikten tövbe et ve hadi hep beraber biz de yola devam edelim.”

Genç  kadın şaşırmıştı, aman Allah’ım gerçekten de öyleydi. O kadar gideceği yere odaklanmıştı ki, ne ailesini ne de kendisini yetiştiren hocalarına, komşularına teşekkür etmeyi bile unutmuştu.  Doğruydu evet doğruydu, hakkın hatırı her zaman üstündü. Büyük  bir samimiyetle farkına vardı. Özür diledi ve cep telefonundan tek tek gönlünü alacağı kişileri aradı, özür diledi. Kısaca, “hakkın hatırını “ yerine getirdi.

Evet, tren birden düdük çalarak çok da hızlı sarsılmadan yavaş yavaş kalktı ve hızlandı. Sanki trene bir şey olmuştu, göz açıp kapanıncaya kadar neredeyse gideceği yere gelmişlerdi. Kendisi ve diğer vagonlardaki herkesin artık yüzü gülüyordu.

Kısaca: Sevgili dostlar, hatır kırarak, gönülleri küstürerek bir yere varamayız. Bizleri yaradan Rabbimizi her zaman hatırlayacağız, onun yarattıklarını hor görmeden, tebessümle gönüllerini alarak yola devam edeceğiz. Yoksa bir istasyonda hareket etsek bile eğer niyetimiz değişmişse o istasyonda kalırız. Hangi istasyonda bekliyorsak hemen düşünelim , demek bir gönülde burukluk var. Hemen gönül almaya, bakalım.

Hadis-i Şerif: “İnsanların en kötüsü, insanlara zarar veren, onları incitendir.”

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Kalb, Allahü teâlânın komşusudur. Allahü teâlâya kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey yakın değildir. Mümin olsun, asi olsun, hiçbir insanın kalbini incitmemelidir

Yunus Emre diyor ki:

Tevazu ile gelsin, kimde erlik var ise.
Merdivenden iterler, yüksekten bakar ise.
Kim ki yüksekte gezer, er geç yolundan azar
Dış yüzüne o sızar, içinde ne var ise.

Kur’an-ı kerimde mealen buyruluyor ki: “(Rabbinin yoluna hikmet ile, güzel öğütlerle çağır!(Nahl 125)

ALVARLI EFE’DEN :

2 thoughts on “İstasyonda beklemeyin ..

  1. Allah Razi Olsun Amcacigim. Dünya telaşına düşüp unuttuğumüz gercekleri cok güzel bi hikayeyle hatirlatmis oldunuz.

fahri için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*
*
Website