Yazan: Fahri Sarrafoğlu

Değerli dostlar, dünyada BM’ye kayıtlı 193 ülke var. Maalesef teknolojinin giderek ilerlediği, eğitim seviyesinin hızla yükseldiği bir dünyada 193 ülkenin üçte biri savaş halinde. Yani siz şu satırları okurken bile 64 ülke birbirleri ile savaşıyor.

Acı olan nedir? İnsanlar teknolojik gelişmeye yatırım yaptıkları kadar keşke “diplomatik” gelişmeye de yatırım yapsalar! Diplomasi o kadar önemli ki, hakikat yolcularından olan Yunus Emre, yıllar önce ne güzel söylemiş: “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı”.

Diplomasinin ne kadar önemli olduğunun en güzel örneğini Kuran-ı Kerim’de buluyoruz. Bakın Neml Suresinde “diplomasinin önemi”  şu güzel örnekle bize açıklanıyor. İşte aynen Kuran’da geçen mesajlar şöyle:

Belkıs’ın sözleri:

Sabe Melikesi Belkis, Süleyman a.s tarafından kendisine, tehdit dolu bir mektup gelince, Melîke, etrafındaki avânesine: “-Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir veriniz! Bilirsiniz, size danışmadan hiçbir şeyi kesip atmam. Görüşleriniz benim için kıymetlidir.” dedi.
Önce savunma kumandanı söz aldı:”-Ey!.. Bizler güçlü-kuvvetli kimseleriz; ordularımız zorlu savaş erbabıdır. Savaşabiliriz, ama son kararı melîkemiz bilir!..” dedi.

Diğerleri de buna yakın beyânât verince çok akıllı ve firâset ehli olan Kraliçe Belkıs, son sözü aldı ve şöyle dedi:

“-Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler, altını üstüne getirirler. Başlar ayak takımı olur; esir düşer rüsvay olur. Herhalde bu kadar saltanat ve güçle Kral Süleyman da bize gâlip gelmiş olsa böyle yapar! Ben şimdi elçilerimle ona hediyeler göndereceğim bakalım bana ne haberler getirecekler.” dedi.

Kuran-ı Kerim’in de biz verdiği bilgiye göre Belkıs, diplomasinin tüm yollarını kullanmış ve savaştan uzak durmuştur. Sonuçta hem İslamla şereflenmiş, hem de kendisi sadece Yemen Melikesi olarak değil o dönemin en güçlü devleti olan bir devletin yöneticisinin eşi olmuştur. Süleyman A.S eşi olan Belkis, devamlı istişare ve diplomasi yolunu tutmuştur.

Bu güzel kıssa bize diplomasinin yani karşılıklı konuşma ve anlaşma yolunun mutlaka denenmesi gerektiğini ne güzel anlatıyor.

Kısaca:  Diplomasi İslam dininin olmazsa olmazıdır. İslamin ilk günlerinden itibaren Hazreti Peygamber S.a.v hep tatlı ve yumuşak olması söylenmiştir. Ayetlerde, hep sertlikten kaçınılması emredilmektedir. Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet.(Ali İmran 159)

“Eğer müşriklerden biri senden emân dilerse emân ver. Ta ki Allah’ın kelâmını dinlesin. Sonra onu emin olduğu yere kadar ulaştır.” (Tevbe, 9/6)

6 thoughts on “Diplomasi her zaman “savaştan” üstündür

  1. TEŞEKKÜRLER FAHREDDİN ÜSTADIM AĞZINA DİLİNE YÜREĞİNE SAĞLIK.ALLAH CC İLMİNİ İRFANINI,İMKANINI ZİYADE EYLESİN

  2. Fahri Beyciğim ; bilgilendirmelerin çok güzel,benim düşünce şeklimi değiştirdi.Hamdosun ki devlet başkanımızda bu sitratejiyi uyguluyor diye düşünü yorum.

    .

  3. Hikaye güzel kalemine sağlık abi. Şimdi gelelim gündemdeki barzani meselesine… Diplomasiyi takmiyor bile… Ne olcak bu durumda konuşmaya devam mı. Müdahale mi etmek lazım. Müdahalenin sonucu… İşler karışık gibi devletimiz açısından… Bölünme korkusuyla barzaniye karşı çıkıyor ama ilişkiler iyiyken kötü oldu vs. Ne olması lazım…

  4. Bizim rehberimiz Kur-an’ı kerim’dir.
    Bizde devlet olarak önce diplomasiyi, yaptirimları deneriz. En son sulh ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.

Mustafa Bayrak için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*
*
Website