Yazan: Fahri Sarrafoğlu

Zübeyir Bey dış ticaretle uğraşan bir iş insanıydı. Sık sık yurtdışına çıktığı için çocuklarına gereken zamanı ayıramadığından hep yakınırdı. Üç çocuğundan ikisi büyümüş üniversiteye gidiyordu ama küçük olan on yaşındaki küçük kızı Meryem ile sık sık tartışıyorlardı. Meryem akıllı ve zeki bir çocuktu.  Babasını ciddi ciddi karşısına alıyor.

-Bak babacığım bu böyle olmaz, hem kendine hem de bize zaman ayırmalısın. Tamam, para kazanıyorsun ama biz o kazandığını seninle birlikte huzur içinde harcamak istiyoruz. Senden sonra bize bıraktığın veya bırakmayı düşündüğün maddi şeyler gelip geçicidir. Senin bir sözün, bir bakışın ya da bir hareketin bize banka hesabından, kiraya verilmiş dairelerden, yalılardan –katlardan daha değerlidir.

Zübeyir Bey, on yaşındaki bir çocuktan beklenmeyecek şekilde konuşmasından oldukça etkilenmişti. Acaba biri mi öğretiyordu diye da zaman zaman düşünüyordu. Ama hayır, okulda rehber öğretmeni de Meryem’in açık sözlü ve düşündüğünü çekinmeden söyleyebilen bir çocuk olduğunu daha önce söylemişti.

Meryem sabah erkenden kalkmış okul hazırlığını yapıyordu. Bugün 23 Nisan törenleri vardı ve kendisi de törende halk oyunları ekibindeydi. Oldukça heyecanlıydı. Babasının da mutlaka gelip kendisini izlemesini istiyordu. İyi de nasıl. Mümkün değil, babasının yine seyahati vardı. Bakalım Meryem babasına bu seyahati erteletebilecek miydi? İşte Meryem’in o gün yaptıkları.

Babası salonda yurtdışına çıkmak için valizini hazırlarken Meryem elinde bir mezura ile geldi. Babasının ölçüsünü alacaktı. Hiç konuşmuyordu. Babasına dik durmasını rica etti. Sandalyeye çıktı Babasının boyunun ölçüsünü aldı. Meryem’in ablası Şeyma’da bu oyunun içindeydi belli. O da elindeki bir kâğıda Meryem’in verdiği ölçülerini yazıyordu.  Babası ne olduğunu anlamamıştı. Şaşkın şaşkın bakıyordu. Derken kapı çaldı. Gelen Zübeyir Bey’in babası Meryem’in Büyükbabası Remzi Bey’di.  Gelir gelmez Meryem’e dönerek, “ tamam kızım, belediyeden geliyorum, gerekli evrakları yaptırdım,”  dedi. Zübeyir Bey’in şaşkınlığı giderek artıyordu. Neler oluyordu.  Daha sonra eşi Nurhan Hanım elinde büyük bir valizle içeri girdi ve bu da hazır, dedi. Valizin içinde Zübeyir Bey’in kıyafetleri vardı.  Zübeyir Bey şaşkın ve telaşla neler oluyor yahu dedi.

-Meryem babacığım senin boyunun ölçüsünü alıyoruz. Eğer bugün gelmezsen benim 23 Nisan törenime, senin için böyle bir uğurlama töreni düşünüyoruz.  Ölçüyü ne için aldığımızı anladın sanırım. Karar senin ya bir ömür boyu senin başına kakacağım benim törenime gelmedin diye ya da kalkıp bizimle geleceksin ve uzun uzun gülerek yaşayacaksın. Gerçekten Zübeyir Bey bu sunuma çok şaşırmıştı. Bu sefer işin içinde demek babası, eşi ve çocukları da vardı. Artık başka çare yoktu Meryem’in törenine gidecekti.
Meryem’in maceraları bu kadarla kalmadı elbette. Zübeyir Bey, yine bir iş seyahati dönüşü tüm aile salonda toplanmış, onu güler yüzle karşılamışlardı. Eşine ve çocuklarına çok özel hediyeler almış. Küçük kızı Meryem’i ise unutmamış ona da hem bebek ve çok sevdiği çikolatalardan almıştı. Ama Meryem’in yüzü niyeyse gülmüyordu. Zübeyir Bey, eyvah belli ki bizim Meryem yine bana bir nutuk atacak diye içinden geçirdi. Gerçekten de Meryem büyük bir adam edasıyla ağır ağır konuştu. Herkes ona doğru dönmüş ne diyecek diye merak ediyordu:

-Babacığım diyorum ki hani Allah ömür versin ama sen öldükten sonra bize bırakacağın miras var ya, işte bize daha az miras bırak. Zaten senden sonra bize kalmayacak mı? O zaman ben şimdiden diyorum ki bana bırakacağın ya da bırakmayı düşündüğün mirasdan izin veriyorum sana kendine bir yardımcı al ve kendine ve bize daha çok zaman ayır.

Zübeyir Bey, artık kararını vermişti. Ve kızını aldı karşısına ona söz verdi. Evet, ailesine daha çok zaman ayıracaktı.  İlk olarak da zamanı nasıl verimli kullanırım seminerine kayıt olmakla başladı. Sonra da kızıyla baş başa neler yapabiliriz diye uzman birinden destek almak için hemen kolları sıvadı. Evet, Meryem’in konuşmaları işe yaramıştı.

Peki, sizin evde Meryem var mı?

Kısaca:

“Çocuklarla çocuklaşın” (Hadis-i Şerif)

Toprak çocukların ilkbaharıdır (Hadis-i Şerif)  (Toprağı işler gibi çocuğunuzu işleyin)

“Çocuklarınızla 7 yaşına kadar oynayın, 15 yaşına kadar onlarla arkadaş olun, 15 yaşından sonra ise istişare edin,” (Hazreti Ali R.a)

Ayet Meali:

Yoksulluk korkusuyla evladınızı öldürmeyin. Onların rızkını da sizin rızkınızıda biz veririz. Onları öldürmek büyük bir yanlıştır. (İsra Suresi: 7 ayet)

One thought on “Baba boyunuzun ölçüsünü alabilir miyim?

  1. Böyle bir hikayeyi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim çok duygulandım bir baba olarak bizimde evimizde Meryem var?

Can öztürk için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

*
*
Website